|
"Kadını güzel yapan şey ne saçı, ne vücudu, ne de kaşı gözüdür. Kadını asıl güzel yapan sevgisini paylaşabilmesi, fedakârlığı, karşılık beklemeden verdiği emeği, sınırsız sorumluluğu, toplumsal duyarlığı, barışçıl olması, engin anlayışı, sadakati, kalbini de katarak kullandığı aklı ve ana olma özelliğidir."
SONGÜL DÜNDAR
Atatürk?e Türkiye minnet borçludur. Özellikle Türk kadınları? Niçin mi? İşte gerçekler? Bir anda durup dururken aklıma takıldı. Acaba Şubat ayında olan önemli olaylar nelerdir? Belli başlı kaynakları şöyle bir karıştırdım. Minnet ve hayret duygularımın kabardığı bir manzara ile karşılaştım. Cumhuriyet dönemine ait, sadece Şubat ayının önemli olaylarının birçoğunun, Atatürk döneminde kadınlara verilen haklar, düzenlemeler ve Türk kadınının lehine gelişmeler olduğu dikkatimi çekti. Bunlar; Sadece 1923?den 1938?e kadar olanlar? Cumhuriyetin kurulduğu tarihten Atatürk?ün ölümüne kadar. Türk kadının karanlıktan aydınlığa çıkaran yasalar ve çalışmalar? Her biri bir devrim niteliğinde yenilikler.
Neler mi?
?Sarıkamış cıvıl cıvıl?? ?Sarıkamış kar cenneti?? ?Sarıkamış dünya kış turizm merkezi olmaya aday?? Bu günlerde, gazetelerde buna benzer manşetler görüyoruz. Bunların hepsi doğrudur ve Sarıkamış daha fazlasına layıktır. Sarıkamış layık olduğu yere varmıştır, daha da yükselecektir. Çocukluğumun da geçtiği Sarıkamış?ı tanrı özenerek yaratmıştır. Kristal karıyla, sarıçamıyla, suyuyla, havasıyla, toprağıyla, insanıyla? Kayakçı ZEKİ ELYILDIRIM da tanrının özenle yarattığı insanlardan birisidir Sarıkamış?ın. Zeki Elyıldırım bir kahramandır Sarıkamış için? Zeki Elyıldırım sönmeyecek bir yıldızdır Sarıkamış için. Velhasıl, Sarıkamış?la Zeki Elyıldırım adı özdeştir.
Çünkü:
Sömestr tatili,
Yarıyıl tatili,
Veya
On beş gün tatili?
Öğrencilerin dört gözle beklediği,
Şubat tatili.
Bizim zamanımızda bütün sömestr tatilleri mutlaka Şubat ayının birinde başladığı için sömestr tatilinin bir diğer adı da Şubat tatili olarak öğretim kültürümüze yer etmişti. En azından öğrenciler arasında ve veliler arasında Şubat tatili diye bilinirdi. Şimdilerde ise sömestr tatili bazen Şubat ayına denk geliyor, bazen de ilk haftasından birkaç gün alıyor.
Ne olursa olsun, yarıyıl tatilinin tarihi ne kadar değişirse değişsin, öğrenciler arasındaki heyecanı hiçbir zaman değişmez. Tavırlar ve davranışlar da değişmez. Bizim zamanımızda, sizin zamanınızda ve tüm zamanlarda hep aynıdır.
Zayıfları kurtarmak ve notları yükseltmek için,
?Siz beni ikinci dönem görün? demek için yarıyıl tatili beklenir.
Hep öyle olmuştur.
Sevgili öğrenciler biz de öyleydik!
Yatılı okuldan yarıyıl tatiline çıkmadan önce, bütün kitaplarımızı, bavullarımıza ve valizlerimize ağzına kadar doldururduk. Sözüm ona, on beş gün tatil boyunca bütün kitapları su gibi içip geri dönmeyi düşünürdük.
Ama ne gezeeer?
İlk günler? Daha çok var diye kendimizi oyalardık.
Tatilin ortalarında? Zihnimizden çalışmak için ders ve konu seçerdik. ?Şunu şunu çalışsam bana yeter? diye oyalanırdık.
Son günlerde ise; kalan birkaç günde çalışsam ne işime yarar ki diye bahane arardık.
Velhasıl,
Kitapların kapağını açmak bir yana, kitapların bulunduğu bavulların ve valizlerin kilidine bile dokunmadan, sırtlanır doğru geri okula gelirdik.
Kısacası,
Kitaplarımıza hamallık yapardık.
Olsun,
Güzel günlerdi?
Ama daha sonra ne yapardık?
Hani deriz ya!
Nerde o eski bayramlar?
Hani içimizi çekeriz ya!
Ah o eski günler.
Kendi kendimize söyleniriz ya!
Eski günlerimi geri getirebilsem neler vermezdim.
Eskiye yönelik anılarımızı içimiz burkularak yâd ederiz ya!
Eski komşularımızı, eski dostlarımızı, eski arkadaşlarımızı özleriz.
Bu özlem listesi uzadıkça uzar gider.
Bu listenin çok önemli bir köşesinde de eski kış günleri yer alır.
Köydeki eski kış günleri?
Kars?taki eski kış günleri?
Uzun Kars geceleri aklıma geldikçe yüreğim burkulur, boğazıma bir şey düğümlenir.
Ah! Kars?ın o eski kış geceleri?