| |||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
"Kadını güzel yapan şey ne saçı, ne vücudu, ne de kaşı gözüdür. Kadını asıl güzel yapan sevgisini paylaşabilmesi, fedakârlığı, karşılık beklemeden verdiği emeği, sınırsız sorumluluğu, toplumsal duyarlığı, barışçıl olması, engin anlayışı, sadakati, kalbini de katarak kullandığı aklı ve ana olma özelliğidir."
SONGÜL DÜNDAR
Hoşgörülü olmak
Ve
Hoşgörülü davranmak büyük erdemdir.
Bireysel hoşgörü bir sanat,
Toplumsal hoşgörü ise; başlı başına bir kültürdür.
Toplumlarda:
Hoşgörü kültürünün tacı, Demokrasidir.
Demokrasi, uzun yılların birikimiyle biçimlenmiş bir yaşam ve düşünce kültürüdür. Bu kültürün temeli hoşgörüye dayanır. Hoşgörü kültürü olmayan bireylerin demokrasi kültüründen söz etmek mümkün değildir.
Toplumdaki bunalımların, gerginliklerin ve huzursuzlukların doğuş sebebi büyük oranda hoşgörü kültürünün yoksunluğu ve demokrasi tahammülsüzlüğüdür.
O, bir tarihtir?
O, halkın hafızasına kazınmıştır?
O, halk kültürüne damga vurmuştur?
O, romanlara konu olmuştur?
?SAVAŞLARIN KADINI? Romanımın önemli bir kesiti, Kars Eski Devlet Hastanesi?nde geçiyor. 1950 yıllarında geçen aile trajedisini anlatan ve o tarihi belgeleyen, kitaptaki satırlar şöyledir: Hür Ana, üç günlük bebeğini bağrına basıp doğum evinden çıktı. Doğru Kars Devlet Hastanesinin yolunu tuttu. Devlet Hastanesi?nin müracaatındaki görevliye dertlerini anlattılar. Görevli; ?kırık çıkık bölümü en alt kattadır.? Deyip yol gösterdi.
İşte bu hastane?
Tarihi belgeleyen iki adet önemli film!
Birisi ?Güz Sancısı?, diğeri ise ?Deli Deli Olma??
Her ikisi de çok çarpıcı?
Her iki filmin ortak yanı azınlıkları konu almış olmasıdır.
?Güz Sancısı? Rumları, ?Deli Deli Olma? Malakanları?
?Güz sancısı? filmi acı dolu?
?Deli Deli Olma? filmi özlem dolu?
?Güz Sancısı? kara bir leke?
Kıssadan hisse derler ya! Söze oradan başlayalım. Köylü genç askere gitmiş. Bir, iki, üç, beş gün derken sıra onbaşılık sınavına gelmiş. Adayların adı okunmuş ama bizim delikanlının adı okunmamış. Belli ki; bilgisi yeterli görülmemiş. Ama bizim delikanlı kendini kimseden geri görmediği için, komutanın huzuruna çıkarak selam çakmış ve sınava alınmasını istemiş. Komutan da delikanlıyı kırmamış ve karşısına alarak şöyle demiş:
- ?Oğlum, sana bir soru soracağım.
