|
"Kadını güzel yapan şey ne saçı, ne vücudu, ne de kaşı gözüdür. Kadını asıl güzel yapan sevgisini paylaşabilmesi, fedakârlığı, karşılık beklemeden verdiği emeği, sınırsız sorumluluğu, toplumsal duyarlığı, barışçıl olması, engin anlayışı, sadakati, kalbini de katarak kullandığı aklı ve ana olma özelliğidir."
SONGÜL DÜNDAR
Yeni ev?
Yeni köprü?
Yeni elbise?
Yeni ayakkabı?
Buradaki yeni sözcüğünün anlamı çok açıktır. Her şeyi ile yepyeni olmanın ötesinde, başka bir anlam taşımaz.
Bir tarafı onarılmış bir eve yeni ev denemez. Yamalı bir elbise veya ayakkabıya, yeni denemez.
Öyleyse; tamamen yenilenmemiş bir yıla da yeni yıl denmesi mümkün değildir. Yeni yılın yenilenmesi demek;
?Püryani Haydar?ım yandım kavruldum
Yıllar yılı geze geze yoruldum
Yaprak oldum rüzgâr ile savruldum
Deli dolu esen yellere döndüm?
Şair-Folklorcu, Araştırmacı Âşık Püryanî böyle diyor.
"Kadını güzel yapan şey; ne saçı, ne vücudu, ne de kaşı gözüdür. Kadını asıl güzel yapan; sevgisini paylaşabilmesi, fedakârlığı, karşılık beklemeden verdiği emeği, sınırsız sorumluluğu, toplumsal duyarlılığı, barışçıl olması, engin anlayışı, sadakati, kalbini de katarak kullandığı aklı ve ana olma özelliğidir"
Bu sözler; "Savaşların Kadını" romanımda titizlikle dile getirdiğim ve inancım olan düşüncelerimdir. Bu sözlerin üzerine bir roman daha yazılır. Çünkü: Kadın bu sözlerin çok daha fazlasına lâyıktır. Kadına lâyık olduğu bu hakkı veren ilk ve tek lider; büyük insan ATATÜRK?tür. Tam 80 yıl önce altın tepside sunmuş bu hakkı biz kadınlara.